Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet, son yıllarda tüm dünyada dillendirilen ve topyekûn çözüm aranan en can alıcı konulardan biridir. Türkiye 1985 yılından beri uluslararası toplumun bu duyarlılık kapsamında yürüttüğü çalışmalara katılmış, uluslararası sözleşmelere imza atmıştır.
2012 yılında, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine İlişkin Kanun yürürlüğe girmiştir. Yayınlandığı günden beri devamlı tartışma konusu olan bu Kanun’un şiddet mağdurlarına en önemli katkısı hiç şüphesiz ki “koruyucu ve önleyici tedbirler” olarak adlandırılan düzenlemelerdir. 6284 kapsamında alınan bu tedbirlerde, şiddet mağdurunun beyanının esas alınması ve ispat zorunluluğu aranmaması, acil durumlarda şiddet mağdurlarının hayatını kurtarabilmektedir.
Bu yazımızda uzaklaştırma kararına ilişkin genel bilgiler paylaşılmış olup, hukuki uyuşmazlığınıza ilişkin detaylı bilgi için iletişim bölümündeki bilgilerden DNL Hukuk & Danışmanlık Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
İçerik
Adım Adım Uzaklaştırma Kararı Nasıl Alınır?
Koruyucu ve Önleyici Tedbir Nedir?
Uzaklaştırma Kararı Nedir?
Uzaklaştırma Kararı Hangi Hallerde Verilir?
Uzaklaştırma Kararı Kimlere Verilir?
Uzaklaştırma Kararı Nasıl Alınır?
Uzaklaştırma Kararının Kapsamı Nedir?
Uzaklaştırma Kararı Sonrasında Ne Yapılması Gerekir?
Polis Uzaklaştırma Kararı Verebilir Mi?
Uzaklaştırma Kararı Kaç Günde Çıkar?
Uzaklaştırma Kararı Ne Kadar Sürer?
Uzaklaştırma Kararı Kaç Defa Uzatılır?
Uzaklaştırma Kararı Karşı Tarafa Nasıl Bildirilir?
Uzaklaştırma Kararına Nasıl İtiraz Edilir?
Uzaklaştırma Kararı Nereden Sorgulanır?
Uzaklaştırma Kararı Sicile İşlenir Mi?
Uzaklaştırma Kararı Dilekçesi
6284 Sayılı Kanun’da şiddetin tanımı yapılmıştır:
“Şiddet; kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı ifade eder”
Şiddet; fiziksel şiddet olarak -yaralama, kasten öldürme gibi örneklerde-, cinsel şiddet olarak -cinsel taciz, cinsel saldırı, çocuğun cinsel istismarı gibi örneklerle- tezahür edebilir. Ancak toplumda çoğu zaman yeterince dikkat edilmeyen; psikolojik manipülasyon, yalnızlaştırma, ekonomik kaynakların kesilmesi, çalışma veya eğitim alma hakkının engellenmesi de Kanun kapsamında, şiddettir.
Şiddete uğrayan veya şiddet tehlikesi altında bulunan kişiler, yetkili mercilere yapacakları başvurular sonucunda, ceza hukukunun gerektirdiği prosedürlere tabi olmadan, darp raporu veya sair deliller göstermek zorunda olmadan, koruyucu ve önleyici tedbirlerden faydalanabilirler. Şiddet mağduru kişinin cinsiyetine dair bir sınırlama yoktur. Şiddete maruz kalanın erkek, şiddet uygulayanın kadın olduğu durumlarda da koruyucu ve önleyici tedbirler alınabilir.
Uzaklaştırma kararı, hâkimin alabileceği önleyici tedbirlerden biridir. Uzaklaştırma kararı almak için, şiddet veya şiddet tehdidi hakkında bilgi verilerek, bir dilekçe halinde nöbetçi Aile Mahkemesi’ne sunulmalıdır. Başvuru, duruşmasız olarak en hızlı şekilde karara bağlanır. Başvuru dilekçesi haricinde, şiddet mağdurunun maruz kaldığı şiddeti kanıtlayacak başkaca bir belge sunması aranmaz.
Uzaklaştırma kararında yetkili merci hâkimdir. Ancak Kanun’un tanıdığı imkânlar çerçevesinde; eğer durumun niteliği şiddet mağdurunun acilen koruma altına alınmasını gerektiriyorsa polis ve jandarma gibi kolluk birimlerinin amirleri de uzaklaştırma kararı verebilmektedir. Eğer karar kolluk amiri tarafından verildiyse, ertesi gün hâkim onayına sunulur.
6284 Sayılı Kanun “koruyucu” ve “önleyici” olmak üzere iki gruba ayırarak çeşitli tedbirler düzenlemiştir. Koruyucu tedbirler mağdurların korunması için; önleyici tedbirler ise şiddet faillerinin önlenmesi için ortaya konulmuştur.
Koruyucu tedbirler; şiddet mağdurunun günlük hayatını aksama olmadan idame ettirebilmesini sağlayabilmek adına Kanun’un öngördüğü tedbirlerdir. Şiddet mağduru kadın olmak zorunda değildir. Ev içinde veya dışında; fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik anlamda şiddete maruz kalan kadın, erkek ve çocukların her biri koruyucu tedbirlerin kapsamındadır. Kişiye barınma yeri sağlanması, rehberlik hizmeti verilmesi, istihdam veya kreş yardımı yapılması koruyucu tedbirlerden bazılarıdır.
Önleyici tedbirler ise; şiddet içeren fiillerde bulunan şahısların mağdurlarla bağını kesmek veya bu kişileri rehabilite etmek amacıyla konulmuş tedbirlerdir. Şiddet failinin mağdurun bulunduğu evden, mağdurun aile bireylerinden, şahsi eşyalarından ve hatta bağımlı olması halinde kullandığı uyuşturucu maddelerden uzaklaştırılması bu kapsamda alınabilecek önlemlerdir. Önleyici tedbirler arasında uygulamada uzaklaştırma kararı olarak bilinen, kanunda kişinin “Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi” olarak düzenlenen tedbir de yer almaktadır.
Uzaklaştırma kararının ne olduğu ve nasıl uygulanacağı 6284 Sayılı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği’nin 19. maddesinde açıklanmıştır. Buna göre, uzaklaştırma kararı; şiddet mağduru ve şiddet uygulayanın aynı evde yaşadığı durumda, müşterek konutun mağdura tahsis edilmesi ve şiddet uygulayanın konuttan uzaklaştırılmasıdır.
Uygulamada bunun dışında; şiddet uygulayanın mağdura şiddet tehdidinde veya küçük düşürücü söz ve davranışlarda bulunmaması, mağdurun bulunduğu yere yaklaşmama, iletişim araçlarıyla rahatsız etmeme, yakınlara, tanıklara ve çocuklara yaklaşmama gibi diğer önleyici tedbirler de uzaklaştırma kararı olarak anılmaktadır. Hâkim, olayın özelliklerine bakarak gerekli tedbirlerin tümüne karar vermelidir.
Yönetmelik’e göre; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi altında bulunan kişinin ilgili mercilere ihbar ve şikâyette bulunması gerekir. Şikâyetle birlikte uzaklaştırma kararı verilmesinin talep edilmesi üzerine uzaklaştırma kararı verilir. Şiddet mağdurunun herhangi bir delil göstermesine ihtiyaç yoktur. Ancak uzaklaştırma kararının süresi, şiddet tehlikesinin yoğunluğuna göre belirleneceğinden her zaman şiddet mağdurunun elinde delil bulundurması faydalı olacaktır.
Kanun’da ve Yönetmelik’te anılan uzaklaştırma kararı esasen şiddet uygulayanın, şiddet mağduruyla birlikte yaşadığı evden uzaklaştırılması tedbirine ilişkindir. Bu nedenle uzaklaştırma kararı, şiddet uygulayan ve mağdurun aynı evde yaşadığı durumda alınabilecek bir tedbir türüdür.
Eğer şiddet mağduru, şiddet uygulayanla aynı evde yaşamıyorsa; önleyici tedbirlerden mağdurun bulunduğu yere belli bir mesafeye kadar yaklaşmama veya mağdurun evine/iş yerine/okuluna yaklaşmama gibi tedbirlere de karar verilebilir.
Uzaklaştırma kararı, hâkim tarafından alınabilecek önleyici tedbirler arasındadır. Hâkimin Aile Mahkemesi hâkimi olması zorunlu değildir. Ulaşılabilecek en yakın mahkemenin hâkimi bu kararları almaya yetkilidir. Kanun’a göre, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ilgili kolluk amirleri de bazı önleyici tedbirleri alabilir. Şiddete uğrayan veya şiddet tehlikesi altında bulunan mağdurun Nöbetçi Aile Mahkemesi’ne, polis veya jandarma kuvvetlerine, savcılığa veya Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na başvurması gerekmektedir.
Eğer tedbir talebi bir kolluk mercii önünde sunulacaksa ya yazılı bir dilekçe verilir ya da sözlü olarak alınan ifade tutanağa geçirilir. Eğer talebin iletileceği merci bir mahkemeyse, yazılı dilekçe aracılığıyla uzaklaştırma kararı talebi iletilmelidir.
Kararın kolluk amiri tarafından alınması durumunda, kararın takip eden ilk iş günü içerisinde Aile Mahkemesi hâkimi sıfatıyla görevli hâkimin onayına sunulması gerekir.
6284 Sayılı Kanun uyarınca alınacak tedbirler mağdurun ve şiddet uygulayanın içinde bulunduğu durum ve koşullara göre değişiklik gösterecektir. Eğer bu kişiler evde bir araya geliyorsa evden uzaklaştırma kararı verilir. Eğer mağdur ev dışında şiddet uygulayanla karşılaşma tehlikesi altındaysa; kişinin okuluna, işyerine veya bulunduğu herhangi bir yere belli bir mesafeye kadar yaklaşmaması kararı verilecektir.
Önleyici tedbirlere başvurabilmek için mağdur ve şiddet uygulayanın cinsiyetleri, evli olup olmadıkları veya aralarında ilişkinin niteliği önemli değildir. Şiddete maruz kalma tehlikesiyle karşı karşıya olan veya şiddete uğrayan herkes bu tedbir kararlarının alınması için ilgili mercilere başvurabilir.
Uzaklaştırma kararı eğer kolluk amiri tarafından alındıysa, kararın hakim tarafından onaylanıp onaylanmadığı mutlaka takip edilmelidir. Karar hakimin onayından geçmez ise uzaklaştırma kararı da ortadan kalkacaktır.
Unutmamak gerekir ki uzaklaştırma kararı yalnızca acil durumlarda şiddet mağdurunu korumaya yönelik bir önleyici tedbirdir. Şiddetin; kasten yaralama, cinsel saldırı, cinsel taciz, çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kalma gibi TCK kapsamında suç olarak sayılan fiillerden birini veya birden fazlasını içermesi muhtemeldir. Bu durumda mutlaka savcılığa başvurularak şiddet uygulayan hakkında bir ceza soruşturması başlatılmalıdır.
Şiddet mağdurlarının bu süreçte hayatlarının sekteye uğramaması için, bulundukları yerdeki mülki amire veya Aile Mahkemesi’ne de mutlaka başvurmaları ve haklarında koruyucu tedbirler alınmasını talep etmeleri gerekir.
Gecikmesinde sakınca görülen hallerde, polis veya jandarma amirleri de aşağıdaki kararları verebilir:
Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.
Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.
Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.
Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.
Kolluk amirinin tedbir kararı vermesi durumunda, karar 24 saat içinde hâkim tarafından onaylanmak zorundadır. Eğer bu süre içinde hâkim onayı alınamazsa tedbir kararı kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Uzaklaştırma kararı, belirli bir süre öngörülmüş olmamakla birlikte, ivedilikle uygulanması gereken ve Kanun’da bu şekilde düzenlenen bir tedbirdir. Bu nedenle uzaklaştırma kararı genellikle en geç bir gün içinde çıkar. Uzaklaştırma kararının sürüncemede bırakılması durumunda görevini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin bundan sorumluluğu doğacaktır.
Uzaklaştırma kararının süresi için bir alt sınır belirlenmemiş olmakla birlikte en fazla altı aya kadar uzaklaştırma kararı verilebilir. Şiddet tehlikesinin bu sürede geçmemesi durumunda; kararın süresi sona ermeden önce, kararın uzatılması talebi mutlaka mahkemeye iletilmelidir.
Mağdurun kaç defa uzaklaştırma kararını uzatma talebinde bulunacağına dair bir sınırlama bulunmamaktadır. Şiddet tehlikesi bertaraf edilene kadar, uzaklaştırma kararının süresi uzatılabilir.
Tedbir kararları hem korunan kişiye hem de şiddet uygulayana tefhim veya tebliğ edilir. Eğer kişiler kararı verecek makam önündeyse kendilerine sözlü olarak açıklanır, bir diğer deyişle tefhim edilir. Eğer korunan veya şiddet uygulayan ilgili makam önünde değilse adresine tebligat gönderilir. Şiddet uygulayana gönderilecek tebligatta; tedbir kararlarının gereklerine uymaması halinde 15 günden 30 güne kadar süreyle zorlama hapsine mahkûm edilebileceği bildirilir.
Eğer tedbir talebi reddedilirse; bu durumda yalnızca kararı talep eden şiddet mağduruna tebligat gönderilir.
Uzaklaştırma kararını alan merci kolluk amiriyse; bu durumda şiddet mağduruna bir tutanakla derhal tebliğ yapılır.
Koruyucu ve önleyici tedbir kararı kendisine tebliğ edilen kişi, iki hafta içinde Aile Mahkemesi’ne itirazda bulunabilir. İtiraz başvurusu, kararı veren mahkemeden başka bir mahkeme tarafından duruşma yapılmaksızın incelenip, ivedilikle karara bağlanacaktır. Ancak hâkim gerekli görürse, ilgilileri dinlemek üzere çağırabilir.
İtiraza ilişkin karar, bir hafta içerisinde verilir. Verilen kararlar kesindir, tekrar itiraz edilemez.
Uzaklaştırma kararlarına dair işlemler bir dava niteliğinde değildir, değişik iş dosyasıdır. Eğer hâlihazırda yürüyen, boşanma veya tehdit gibi bir dava içerisinde, 6284 Sayılı Kanun’a göre uzaklaştırma kararı talep edilmişse bu dava dosyasına ekleneceğinden UYAP sisteminden sorgulanabilir. Ancak bunun dışındaki durumlarda uzaklaştırma kararları UYAP’tan sorgulanamaz. Kararın sonucu böyle durumlarda yalnızca adliyelerden sorgulanabilir.
Koruyucu ve önleyici tedbir kararları adli sicil kaydına işlenmez. Herhangi bir sabıka kaydı oluşturmaz. Uzaklaştırma kararını ihlal eden kişi hakkında zorlama hapsi kararı verilse bile bu durum adli sicil kayıtlarına işlemeyecektir. Zorlama hapsi ve uzaklaştırma kararı bir ceza niteliğinde değildir.
ANKARA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE
TALEPTE BULUNAN:
TALEP EDİLEN :
TALEP KONUSU : (…)’den gördüğüm fiziksel, psikolojik, şiddet, tehdit ve hakaret nedeni ile Sayın Mahkemenizden, 6284 SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN uyarınca ilgili tedbirlerin alınması hakkında talep ve beyanlarımın sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR :
6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kişilerin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemek olup, anılan Kanun kapsamında, şiddete uğrama tehlikesi altında olmam nedeniyle koruma tedbirlerine başvuru gereği hâsıl olmuştur. Şöyle ki;
(…) yılından beri evli olduğum ve yakın zamanda hakkında boşanma davası açtığım eşim (…) telefon aracılığıyla bana yönelik tehditlerde bulunmakta, ortak çocuğumuz olan (…) ile kişisel ilişki süresi sonunda, çocuğumu teslim ederken, çocuk önünde bana hakaret etmekte ve üzerime yürümektedir. Evliliğimiz boyunca kendisinden birçok defa şiddet gördüm ve ortak çocuğumuza da sık sık şiddet uygulamaktaydı. Çocuğumun, akrabaların, komşuların önünde beni küçük düşürücü şekilde hakaret etmeye, telefon mesajları ile tehdit etmeye, iş yerime gelerek beni rahatsız etmeye, psikolojik şiddet uygulamaya devam etmektedir.
(…)’dan şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanmak istediğimde evlilik süresince devam eden tüm psikolojik ve fiziki şiddet daha da artmış ve canıma kastedecek boyuta ulaşmıştır. Tüm bu şiddet, baskı ve eylemlerine dayanamayarak can güvenliğimin tehlikede olduğunu düşündüğüm için müşterek aile konutunu terk etmek zorunda kaldım. Daha sonra maddi sebeplerle müşterek konuta dönmek zorunda kaldım. Eşim (…), müşterek konuttan ayrılacağını beyan etmesine ve ortak çocuğumuzun velayeti tedbiren bana verilmesine rağmen, devamlı ortak çocuğumuzu görmek bahanesiyle aile konutuna gelmektedir.
Ekte (…) numaralı telefondan bana iletilmiş olan mesajlar yer almaktadır. Mesajlarda da görüldüğü üzere (…) bana karşı hakaretlerde ve öldürme tehditlerinde bulunmuştur.
İlgili mesajlarda da görüldüğü üzere (…), can ve mal bütünlüğüme karşı sürekli olarak tehditler ve hakaretlerde bulunmaktadır.
Bu davranışların engellenmemesi halinde ise tekrar şiddete uğrama ve öldürülme tehlikesi altındayım. Bu sebeple evimden çıkmaktan, çocuğumu geçindirmek için çalıştığım işime gitmekten korkar duruma geldim. Hatta evimde bile kendimi güvende hissedemiyorum. Daha öncesinde kilidi değiştirdiğimi fark eden (…) iş yerinde olduğum sırada çilingirle kapıyı açtırdı. Eve girdiğinde bana ait olan özel eşyalardan bazılarına zarar verdi. Yaşamış olduğum bu psikolojik şiddet ve fiziksel şiddetin tekrarının yaşanmaması, canıma ve malıma kastedilmesinin önüne geçilebilmesi adına ivedi olarak (…) hakkında gerekli önleyici tedbirlerin uygulanması gerekmektedir.
Bu olaylar neticesinde işimi yapamayacak derecede etkilendim, yemek dahi yiyemez hale geldim ve hem fiziksel hem psikolojik olarak çok yıprandım. Bu nedenle kendim, ailem ve çocuklarıma zarar gelebileceğine dair korku ve endişe duymaktayım.
Can güvenliğimin ve esenliğimin sağlanmasını için 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un tanıdığı yetki ve sağladığı olanaklar çerçevesinde, gerekli koruyucu ve önleyici tedbirlerinin alınarak uygulanmasına karar verilmesini istemem zorunlu hale gelmiştir.
HUKUKİ NEDENLER : 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer kanun hükümleri
HUKUKİ DELİLLER : Mesaj görüntüleri, nüfus kayıtları, tanık beyanları ve temini mümkün her türlü delil
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, güvenliğim ve esenliğimin sağlanmasını teminen 6284 Sayılı Kanun uyarınca şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmadığı nazara alınarak (…) nezdinde;
6284 Sayılı Kanun’un 5/1-a maddesi uyarınca, şahsıma karşı şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunulmamasına,
6284 Sayılı Kanun’un 5/1-b maddesi uyarınca (…) adresinde bulunan müşterek konuttan uzaklaştırılmasına,
6284 Sayılı Kanun’un 5/1-c maddesi uyarınca (…) adresindeki işyerime yaklaşılmamasına,
6284 Sayılı Kanun’un 5/1-ç maddesi uyarınca ortak çocuğumuz (…) hakkında kurulmuş kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasına,
6284 Sayılı Kanun’un 5/1-d maddesi uyarınca, yakınlarıma ve akrabalarıma yaklaşılmamasına,
6284 Sayılı Kanun’un 5/1-e maddesi uyarınca, eşyalarıma zarar verilmemesine,
6284 sayılı Kanun’un 5/1-f maddesi uyarınca, iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız edilmemin engellenmesine ve uygun görülecek başka tedbirlere karar verilerek YASAL 6 AY SÜRE İÇİN ÖNLEYİCİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNİ, verilecek kararın muhataba bildirilerek karara uyması zorunluluğunun aksi halde ilgili maddelerince cezalandırılacağının ihtar edilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.